Haneke'nin sabit kamerasıyla gerim gerim gerdiği Saklı aklıma geliyor In Bruges'ü gördüğüm zaman. Çünkü böyle bir tarihi mekanda, bir romantik komedi değil de bir gerilim filmi çekmek başlı başına bir olay zaten. Üstelik bir de çok iyi düşünülmüş, bizzat ortama cuk oturan enfes de bir senaryonuz var. Bir de filme renk veren olağanüstü başarıyla döşenmiş küçük nüanslar var. Hamile kadın, cüce oyuncu, lokantada dayak yiyen Amerikalılar ve gişe memuru dahi birer karakter haline gelmeyi başarıyorlar. McDonagh bana kalırsa fazlasıyla maharetli. Bu film de benim en sevdiğim filmlerden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder