Little Children (Todd Field)=3
Her filmin derdini çok iyi anlattığı en az bir sahnesi vardır. Bu filminki elbette havuz sahnesi. Her türlü rezilliğin içinde yüzen banliyö halkının, suçu ayan beyan ortada olan bir sapığı bulunca günahlarını onun üzerine boca edip rahatlaması... Filmin artısı, çocuk tacizcisi tarafını liberal bir oyunla evcilleştirmeye çalışmaması ve koyu bir ayrım yaratıp iyi taraf tutmayı isteyen izleyicinin elini zorlaştırması. Kötü tarafı ise, karakterlerini çok taraflı çizmesi ve derinliği yok edip elindeki kozu sığlığa ve rutinliğe hapsetmesi. Brad’in karısının giriftsizliği ve filmin bu kadını anlamamıza izin vermemesi adeta kendi ayağına sıktığı bir kurşun. Tıpkı Madam Bovary tartışmasında Sarah'nın Bovary'e orospu diyen 'rakibinin' çok zayıf çizilmesi gibi... Finaldeyse, Brad'ın, kay kay yapmaya karar verip orasını burasını kırması ise filmin tüm ağırlığının buharlaşmasına neden oluyor. İnsan “yazık olmuş” demeden edemiyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder