28 Aralık 2013 Cumartesi

Before Midnight

Before Midnight (Richard Linklater) 4

Serinin onar yıl arayla çekilen ilk iki filmini dünyada sevmeyen tek kişi olarak bu filmde pes etmemin çok bariz nedenleri var. Birincisi ekip, iki filmin bir araya gelip de kör topal becerebildiği şeyi burada büyük bir maharetle başarıyor. Geçip giden hayatı ve her geçen gün üzerimize yapışan sorumluluklarımızı karakterlerin üzerinden ‘hayat gibiymiş’ gibi yapıp ıskalayan ilk iki filmin aksine; burada filmbüyük bir kararlılıkla ve bir döngüyle buna odaklanıyor. Havaalanına bırakılan çocuk akşam arıyor, arabada konuşulan iş konusu yemekte tekrar açılıyor, ikizler uyurken yenen elmanın hesabı beş dakika sonra soruluyor. Burada ilk iki filmde ‘akıp giden’ ve benim yapay bulduğum bir dünyadansa daha ‘hayat dolu’ ve daha gerçekçi bir durum söz konusu. Ve kim ne derse desin, sona saklanan muhteşem kavga sahnesi olmasa “eh” olabilecek film adeta aksiyon filmlerine taş çıkaran bir noktaya evriliyor. Sadece böyle akıl dışı bir diyalog yazabildikleri için Hawke, Delpy ve Linklater üçlüsünü ne kadar övsek az… Aşk değil de ilişkinin ne olduğunu merak edenlere çağ atlatacak bir film denilebilir Before Midnight için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder