7 Şubat 2014 Cuma

The Great Beauty

The Great Beauty (Paolo Sorrentino) 4,5

Jep zamanında bir roman yazmış ve bu roman sayesinde ünlü olmuş, çok başarılı bulunmuş bir yazar. Aradan uzun yıllar geçmesine rağmen başka bir roman da yazmamış. Filmde karakterler belirli aralıklarla bu soruyu Jep’e sorduklarında, Jep’in ayrı ayrı verdiği cevapların hepsi filmin dokunmaya çalıştığı noktayı birebir özetliyor: Jep’e romanı yazdıran büyülü güzelliğiyle Roma, ama herkesin beklediği o romanı bir türlü yazamamasının nedeni de Roma… “Roma o kadar güzel ki” diyor Jep, “ona bakmaktan kendimi roman yazmaya odaklayamadım.” Sonlara doğru rahibe Maria aynı soruyu sorduğundaysa “her zaman o muhteşem güzelliği aradım” diyor, “ama bulamadım.” İşte Great Beauty hayat içinde çıkılan yolculuğun, hayatın tadını çıkarmanın, bir yere demir atmamanın, bir sonuca ulaşmaya çalışmanın belki ama yine de o sonuca ulaşamayacağımızı bilerek devam etmeyi istemenin filmi… Sohbetlerin, gece eğlencelerinin, sanatın, sorgulamanın, geçmişi anmanın/ onunla yüzleşmenin, ölümün doğallığının ve bizzat bu atmosferi sağlayan muazzam Roma’nın filmi… Sorrentino; Jep’in, aslında Roma’nın ve aslında herkesin hikayesini anlatırken sahneleri birbirine sezgiler ve duygularla bağlıyor, izleyicisine rasyonaliteyle değil büyüyle dokunuyor. Bunun en açık ifşa olduğu sahne ise zürafanın kaybolduğu sahne. Bir illüzyon olduğunu bilmemize rağmen zürafanın kaybolması bizi şaşkına çeviriyor. İşte bu, hayatın da metaforu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder