Notebook (Nick Cassavetes)=2,5
Romantik olan hemen herkesin (Alman romantizmi değil elbette, Sinan Çetin romantizmi) taptığı, öldüğü, geberdiği bir film oldu Notebook. En sevdiği filme Notebook diyen bir kızın düşünce dünyasını bir dakika içinde anlamanız mümkün. Çünkü Notebook, en nihayetinde ölümsüz aşka inanıyor. Güzide genç çift ayrıldıktan sonra hayat onları tekrar birleştiriyor mesela. Tüm zorluklar bir şekilde aşılıyor filan. Film, gençliklerini izlediğimiz bu çiftin yaşlı ve hasta hallerine gidip gelerek ilerliyor. Yani, onları gençken birleştirmekle yetinmiyor, "ben fantezi kurmuyorum" diyor, "işte bakın, tüm hasta ve iğrenç halleriyle bile onları öpüştürüyorum." İyi hoş ama "bir yatakta kocayın" lafını bu kadar harfi harfine anlamak biraz da zeka geriliğinin kanıtı değil mi? Aşk dediğin şey de zeka geriliği demek değil midir, derseniz, eh, size hak vermekten başka çıkar yolum yok doğrusu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder