17 Temmuz 2012 Salı

üçüncü sayfa

Üçüncü Sayfa (Zeki Demirkubuz) =2

Demirkubuz'u Haneke'yle karşılaştırmayı anlıyorum, ama aralarındaki kalite farkını da vurgulamak gerektiğini düşünüyorum. Örneğin Haneke, tüm o "kötücül" dertlerini perdeye taşırken sinemanın kendisiyle uğraşmayı ihmal etmiyor. Funny Games, sadece burjuvaziyi eleştiren bir film değil, sinema gramerini de yapıbozumuna uğratan bir film örneğin. Oysa Demirkubuz'un sinemanın kendisiyle bir derdi yok, onun derdi hayatla. O, perdeyi derdini anlatacak bir aracı olarak kullanıyor. Bu konuda iyi mi, iyi; ama her zaman değil; çünkü tüm hayatı Dostoyevski ve Camus'den oluşan biri, paradoksal olarak hayatı anlayamaz. Demirkubuz'un sorunu, hayatın çok içinde olması.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder