3 Ağustos 2012 Cuma

blue valentine

Blue Valentine (Derek Cianfrance)=3,5

Dean’ın aşkları için seçtiği şarkının filmdeki iki ayrı sahnede kullanıldığı an, filmin derdini en rahat anlattığı an denilebilir. Başından sonuna hiç fire vermeden, soğuk kanlı bir cerrahın, buz gibi bir morgda, ölmüş bir ilişkiye otopsi yapması gibi bir film bu. Cianfrance, cicim aylarını yaşayan çiftleri evlerine öyle bir kroşeyle yollamak istiyor ki, elinden ne geliyorsa, hep en beterini yapmadan duramıyor adeta. İlişki bitiyor, evlilik bitiyor, evin köpeği ölüyor, filmdeki yaşlıların hepsi acınacak halde, baba oksijen tüpüyle idare ediyor, Dean'in gençken evini taşıdığı ihtiyar bir noktada ölüyor. Çiftin diyalogları son derece sıkıcı ve anlamsız... Mutlu güzel günlere yapılan geri dönüşler de, bu anlamda hayli ‘kanırtıcı’ duruyor tabii. Örneğin Haneke böyle hamlelere gerek duymadığı için çok iyi bir yönetmen. Filmin finalindeki evlilikle boşanma anlarını üst üste bindirerek anlatan Cianfrance, gerçekçi olayım derken, halledemediği ayrılık problemlerini, izleyicisinin üzerine boca edip, sahte bir orgazma doğru koşturuyor. En mantıklısı gerçekten gerçekçi olmak. Örneğin bir ayrılığı anlatan “Eternal Sunshine…” bile Blue Valentine’dan daha gerçekçi. Gerisini siz düşünün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder